Helezon Kütüphane I- Yamak

Genç Soe muhafızlar tarafından evinden zorla alınarak sırlarla dolu Helezon Kütüphane’ye götürülür. İtirazları fayda etmez, o seçilmiş olandır. Burada imtihan edilecektir. Önündeki 12 geceyi geçebilirse Baş Kütüphaneci’nin yeni yamağı olacak, kütüphanenin sırları ona da açılacaktır. Ancak bu eğitim Soe’nin ikiz kardeşi ve erkek arkadaşı olan kayıp iki yamağı bulma çabasıyla gölgelenecek ve azılı bir düşmanın hain planlarıyla sekteye uğrayacaktır. Kütüphaneyi asırlardır ele geçirmeye çalışan zamanın kötü efendisi Kal ve yardımcısı Hod, Soe’ye türlü engeller ve zorluklar çıkarmaktan geri durmayacaklardır.
Soe, ortasında kapkaranlık bir boşluk olan ve kitapların helezon şeklinde etrafındaki raflara dizildikleri salona girdiğinde buranın aslında kitapların dünyasına açılan dev bir portal olduğunu öğrenir. Yapması gereken en önemli şey ise kitapların dünyasına girdikten sonra gerçekte kim olduğunu unutmadan sağ salim dönmeyi başarmaktır. Aksi taktirde o hayal dünyalarından birinde hapsolacaktır.
Soe’nin meraklı ruhu onu alev atlarının çektiği savaş arabaları sürmekten sihirli bir ormandan kaçarken şekil değiştirmeye, 200 yaşındaki genç bir şifacıdan sihirli iksirler içmeye kadar çılgın maceralara sürükleyecektir. Tüm bunlar ona gerçek sevgiyi ve fedakarlığın anlamını öğretecektir.
Helezon Kütüphane maceralarla dolu fantastik bir gençlik romanı. Gücünü sınama, sırlarını keşfetme sabır, gibi spritüel derinliğe sahip mesajlarla dolu. Okuyucuyu kahramanıyla beraber bir iç yolculuğa çıkarmayı ve ‘gerçek düşmanın kim olduğunu’ sorgulatmayı başarıyor.
Anne ve Çocuk Yogası

Kitapta, çocuklarınıza okuyabileceğiniz, konularını gerek halk masallarından, gerek Mevlana Celaleddin Rumi’den, gerekse kendi hayal dünyamdan aldığım, kolay okunabilmeleri için şiir formatında yazdığım fabllar bulacaksınız.
Bu kitapta, yogaya yeni başlayan herkesin kolayca uygulayabileceği hareketlere yer verdim. Hareketleri profesyonelce yapan bir yetişkindense, bir çocuğu tercih ettim. Bu sayede, kitaba göz atan diğer çocukların da yogayı kendilerine yakın bulabileceklerini düşündüm.
Yogaya başladığınızda eller ve kollar, en başta istenilen pozisyonda olamasalar da, zamanla düzelirler. Hareketler sırasında çocuklara çok fazla müdahale etmemek gerekir. Aksi takdirde sıkılarak, yapmaktan vazgeçerler. Yoga sevdikleri ve eğlendikleri bir aktivite olmalıdır. Asla sıkıcı bir ders haline gelmemelidir. Yoga disiplindir, ancak hiçbir zaman zorlamaya yer yoktur. İçsel disiplin ve düzen, zamanla kendiliğinden gelişir. Akışta olmayı bize doğal yoldan öğreten bu bol keşifli, eğlenceli yolculukta, size ve çocuğunuza keyifli dakikalar diliyorum.
Çocuklarınızı yetiştirirken Halik Cibran’ın Çocuklar şiirini her zaman hatılamakta fayda var:
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler,
Onlar kendilerini özleyen Hayat’ın oğulları ve kızlarıdırlar,
Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler,
Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı değildirler,
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla,
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır,
Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama Ruhlarını asla,
Çünkü onların Ruhları geleceğin sarayında oturur,
Ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz,
Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz,
Ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın hiç,
Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir,
Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız,
Yayı gerenin elinde seve seve bükülün,
Çünkü oku atan O güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar,
Elindeki sağlam yayı da sever…
Ayurvedik Beslenme

Ayurveda büyük bir yaşam bilimidir ve yaşamın disiplin olduğuna inanır. Hayat o kadar kıymetlidir ki hataya yer yoktur. Kişinin hayat tarzı ve yedikleri bu yüzden çok önemlidir . Nasıl yaşadığınız ve ne yediğiniz sağlığınız üzerinde doğrudan etkilidir. En başta bu etkiyi göremeseniz bile zaman içinde kendini gösterir. Günün saatlerinden tutun mevsimlere kadar her şey bu dünyanın bir parçasıdır ve hepsi Ayurveda’nın konusudur çünkü sağlıklı yaşam dünya ile ne kadar uyum içinde yaşadığınıza bağlıdır.
Bu kitapta Ayurveda’ya göre beden tipinizi, buna göre neler yemeniz, nasıl yaşamanız, mevsim değişimleri ve günün saatlerine göre kendinizi nasıl ayarlamanız gerektiğine dair bilgiler bulacaksınız. Yediğiniz her şey hücrelerinize dönüşür. Sizi zehirleyebileceği gibi uzun, mutlu, dingin ve sağlıklı bir ömür bahşedebilir.
Ayurveda 5000 yıl önce Sanskritçe yazıldı. Büyük bir öğreti olduğu için kendi geniş terminolojisine sahip dolayısıyla bazı terimleri Sanskritçe doğasından ayırmak mümkün değil. Umarım keyifle okur, onu anlamaya ve hayatınıza almaya çalışırsınız çünkü o size en değerli hazinesini, kaliteli yaşama giden yolu sunacaktır.
Şifalı Bitkileri Kullanma Kılavuzu

İnsan kendisini ve doğayı dinlemeyi unuttu. Doğa ile olan uyumunu kaybetti. Hastalıklar başladı. Yediğiniz yiyeceklerden tutun, her gün içtiğiniz çaya kadar, her şey hücrelerinizi, dokularınızı, organlarınızı ve sistemlerinizi direkt etkiliyor. Herkes her şeyi ve aynı şeyleri tüketemez. Portakal C vitamini açısından zengin olabilir; ama beden tipinize uymuyorsa ateş basmaları yaratacaktır. Aynı kural şifalı bitkiler içinde geçerlidir. Herkese iyi geldiği söylenen bir bitki sizin sorununuza çare olamayabilir.
Bitkileri ilaçlardan ayıran en önemli fark pek çok iyileştirici yanının olmasıdır; ama aslolan en etkili yanından faydalanmaktır. Bitkileri ezbere tüketmek yerine, bir uzmanın tavsiyesini almanız, kullanacağınız bitkinin özelliklerini araştırmanız gerekir. Bu kitapta Türkiye’de genel olarak yaralandığımız bitkilerin, baharatların ve yağların en etkili özelliklerini sıraladım. Pek çok sorunuzun yanıtını kolaylıkla bulabileceğinize inanıyorum.
Bu kitaptaki bilgiler genel tavsiye niteliğindedir. Sorumluluk tamamen uygulayıcıya aittir. Tıbbi tedaviler kesinlikle bırakılmamalı, bitkilerle beraber devam ettirilmelidir.
Ayurveda Göklerden Gelen Bilgi

Ayurveda: Āyuh kelimesi, hayat, veda kelimesi ise bilim anlamına gelmektedir. Āyurveda, metafiziksel ve fiziksel açıdan yaşamı, yaşamın amacını ve doğayı ele alır. Ruhsal ve fiziksel acı, sağlık, hastalık ve mutlulukla ilgilenir. Āyurveda’ya göre her bireyin hayatı kozmostaki bir mikro kozmostur.
Āyurveda bir tıp bilimidir. Amacı ömrü uzatmak ve sağlığı korumaktır. Her insanın eşsiz olduğunu kabul eder ve bireyleri tek tek ele alarak kişiye özel tedaviler uygular. İnsanoğlunun sağlık ve mutluluğunu sağlayan eşsiz vücudunu, aklını ve bilincini anlamamıza olanak tanır.
Herbal ve polarite tedavileri gibi batıdaki alışılageldik pek çok doğal tedavi şeklinin kaynağı Āyurveda’dır. Āyurveda’da cerrahi, tıbbi ve psikolojik tedavi şekilleri olduğu gibi vücudun, aklın ve ruhun yenilenmesi gibi tedaviler de mevcuttur. Āyurveda tüm tedavileri bünyesinde toplar ve birleştirir.
Diğer tıp disiplinleri sadece hastalığın görüldüğü bölgeyi, organı veya sistemi iyileştirmeye yönelik planlar geliştirirken, Āyurveda vücudu bir bütün olarak ele alır. Hem hastalığı iyileştirme hem de vücudu yenileme tedavilerini bir arada kullanır.
İngilizler Hindistan’a batı tıbbını getirinceye kadar Āyurveda binlerce yıldır Hindistan’da kullanılmaktaydı . Ülke İngiliz egemenliğindeyken,. Āyurveda, hükümet politikalarının da yardımıyla bir kenara itildi ve gelişmesi baskı altına alındı. Hintliler kendilerini şuruplar, haplar ve iğnelerle çabucak iyileştiren modern tıbba kolayca alıştılar ancak kendi sağlıklarıyla ilgili kişisel sorumluluklarını da göz ardı etmiş oldular. Bugün ise Hintliler yavaş yavaş eski orijinal sağlık sistemleri olan Āyurveda’ya geri dönüyorlar; çünkü modern tıbbın sadece semptomları bastırdığını; ama problemlerin yeniden oluşmasını engelleyemediğini biliyorlar.
Āyurveda yaşayan bir bilim, yapılan araştırmalarla her gün biraz daha gelişiyor ve yeni gelişmeleri eskiyle birleştirip bünyesine katıyor.
Tüm bunların yanı sıra modern tıbbın akut sorunlarda ve travmalarda oldukça etkili olduğunun da altını çizmek de fayda var.
Badem